İçeriğe geç

Bir insan neden hayal kurar ?

Bir İnsan Neden Hayal Kurar?

Bir Hikâyenin Kapısından İçeri Adım Atmak

Bazen bir fincan kahvenin dumanı arasında kaybolurken, bazen de gecenin sessizliğinde gözlerimizi tavana dikip uzaklara dalarken yakalarız kendimizi… Hayal kurarken. İşte tam da bu anlarda, içimizdeki o görünmez pencere aralanır ve başka bir dünyanın rüzgârı yüzümüze dokunur.

Bugün sana bir hikâye anlatmak istiyorum. Belki biraz sende var bu hikâyede, belki biraz bende… Çünkü hepimiz, aslında aynı sorunun cevabını arıyoruz: Bir insan neden hayal kurar?

Ali ve Elif’in Hikâyesi

Ali, düzeni seven, planlı, mantıkla hareket eden bir adamdı. Hayatta hiçbir şeyi tesadüfe bırakmaz, sorunları çözmek için strateji üretirdi. Her sabah aynı saatte kalkar, aynı kahveyi içer, aynı yoldan işe giderdi. Onun dünyasında “hayal” kelimesi, biraz lüks, biraz da gereksizdi.

Elif ise tam tersiydi. Ruhunun bir parçası rüzgâr gibiydi; ne zaman, nereden eseceği belli olmazdı. O, bir çiçeğin sabah serinliğinde açışını izlerken de, bir çocuğun gözlerindeki ışığı fark ederken de hayal kurardı. Hayalleri, onun kalbini yumuşatır, nefesini derinleştirirdi.

Bir gün, tesadüf bu ya, yolları kesişti. Ali’nin şirketine, yaratıcı bir reklam projesi için danışman olarak gelen Elif, Ali’nin dünyasına bambaşka bir renk getirdi. İlk toplantılarında Ali planlardan, zaman çizelgelerinden bahsederken, Elif sessizce bir defterine çizimler yapıyordu.

“Dinliyor musun beni?” diye sormuştu Ali, biraz sabırsızca.

Elif başını kaldırıp gülümsemişti: “Evet, sadece senin anlattıklarını hayal ediyorum.”

Hayalin Dokunduğu Nokta

İşte o an, Ali’nin zihninde bir şey kıpırdadı. Hayal kurmak… Belki de çözümün bir parçasıydı. O güne kadar sadece mantığın yönettiği zihninde, ilk defa duyguların sesi yankılandı. Elif’in dünyasında ise, hayaller sadece kaçış değil, bir var oluş biçimiydi.

İkisi de farkında olmadan birbirinin eksik yanını tamamlıyordu. Ali’nin planları Elif’in hayallerine yön veriyor, Elif’in hayalleri Ali’nin hesaplarını yumuşatıyordu. Birlikte çalıştıkları proje, hem duygusal hem de stratejik bir dengeye kavuştu — tıpkı onların hayatları gibi.

Bir akşam, proje sunumundan sonra şehir ışıkları altında yürürlerken, Elif sordu:

“Ali, sen hiç çocukken ne hayal ederdin?”

Ali sustu. Hatırlamıyordu. Çünkü yıllar önce, büyümek uğruna çocukluğunu ve hayallerini bir kenara bırakmıştı.

Elif’in gözleriyle buluştuğunda, içindeki o eski çocuk sessizce fısıldadı: “Ben hâlâ buradayım.”

Bir İnsan Neden Hayal Kurar?

Belki de cevap tam burada gizliydi.

Bir insan, kaybettiği kendini bulmak için hayal kurar.

Bir insan, umudun ellerinden tutmak için hayal kurar.

Bir insan, henüz yaşamadığı güzellikleri kalbinde yaşatmak için hayal kurar.

Hayaller, bazen geleceğe atılmış bir köprü, bazen geçmişin yarasına sürülen bir merhemdir. Mantık bizi yola çıkarır, ama hayaller nereye gideceğimizi fısıldar.

Ali’nin düzeni Elif’in hayalleriyle anlam bulduğunda, ikisi de anladı: İnsan hayal kurarak yaşar, çünkü hayal kurmak kalbin aklına attığı en güzel imzadır.

Son Söz

Hayaller, bizi biz yapan en sessiz cümlelerdir. Onlar olmasa, nefes almak bile eksik kalır. Belki bugün senin de aklında bir hayal vardır — gerçekleşmeye korktuğun, kimseye anlatmadığın. Onu saklama. Çünkü her büyük yolculuk, küçük bir hayalle başlar.

Ve unutma, bazen bir insan hayal kurduğu için değil, hayal kurabildiği için insandır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort
Sitemap
grand opera bet güncel girişsplash