İçeriğe geç

Acımış kabak yenir mi ?

Acımış Kabak Yenir Mi?

Bazen mutfakta geçirilen zaman, sadece yemek yapma değil, aynı zamanda kendi iç yolculuğuna çıkma anlarına dönüşüyor. Bugün de öyle oldu. Kayseri’nin sabah serinliğinde, kahvaltı hazırlamak için mutfağa girdiğimde, kabaklarımı görüp duraksadım. Bütün sabah boyu yapmam gereken her şeyin üzerinde o kadar çok şey vardı ki, aslında bu kabakları düşünmeye bile vakit bulamamıştım. Ama işte şimdi önümde duruyordu; nar gibi kabaklar… Ve bir an için düşündüm: Acımış kabak yenir mi?

O Sabahın Hikayesi

Öğle saatlerine doğru, sabah hazırlıklarını tamamladım, ama aklımda hala kabaklar vardı. “Acımış kabak yenir mi?” sorusu, kafamı kurcalayan bir soru halini almıştı. Oysa o kadar güzel, taze kabaklar almıştım. Nasıl olmuştu da bu hale gelmişlerdi? Sanki bir arkadaşımın bana söylediği “Bazen işlerin yolu ters gider ve sonuçlarını anlamadan da olur öyle” sözleri gibi bir şeydi bu. Ben de kabaklarımı tam zamanında kullanamamıştım. Ama şimdi, acımış görünmelerine rağmen, onlara nasıl bakmam gerektiğini bilmiyordum.

Bir yandan acaba çürüdüler mi diye düşünüyor, bir yandan da “belki hala bir çare vardır” diyordum. Hani bazen insan duygusal olarak bir şeye bağlanır ve vazgeçmek istemez ya, işte öyle bir şeydi. Kabaklarımın bana sunduğu bu umut, aslında kendimi biraz daha fazla zorlamama neden oldu. Acımış kabak yenir mi?

Mutfağın Sessizliği ve Düşüncelerim

Kabakları kesmeye karar verdim. Kesme tahtasını hazırladım, bıçağımı elime aldım. Ama her ne kadar içimden kabakları doğru düzgün kesmek istesem de, sanki bir türlü kesemiyor gibiydim. İçi biraz kararmış, kenarları yumuşamıştı. Ama yine de dışarıdan bakınca, hala hoş görünüyordu. O an bir yandan sabahları hazırladığım yemeklerin bir yansıması gibi geldi. Çoğu zaman hayatımızda o kadar çok şey yapıyoruz ki, bazen bir şeylerin çürüdüğünü bile fark etmiyoruz. Tıpkı kabakların başına gelenler gibi.

Ve sonra düşündüm: Bazen hayat da böyle değil mi? İnsan bazen sabahını, öğlesini, akşamını hepsini bir arada yaşar ama… en sonunda bir şeyler kötüleşir. İşte o zaman, ne yaparsınız? Yeni bir başlangıç yapmak mı, yoksa eskiyi olduğu gibi kabul etmek mi? Kabakların durumu bana bunu hatırlattı. Acaba hala yenebilir miydi? Bir hata yapmış mıydım? Ama sonuçta bir şeyler her zaman bizim kontrolümüz dışında olur.

Bir Yudum Umut

Kabakları biraz daha inceledim. Dışarıdan bakınca, “Acımış kabak yenir mi?” sorusuna verdiğim cevabın aksine, aslında oldukça sağlıklı görünüyorlardı. Biraz kararmıştı ama yine de yumuşamamışlardı, sadece hafifçe buruşmuşlardı. Yavaşça soyup, dilimlemeye başladım. Biraz kararmış bölgeleri kesip atıp, geriye kalan kısmı ince ince doğradım.

Bazen hayat da böyle işte, belki de bazen yaşadıklarımızın asıl sorunu, neyin “acımış” olduğu değil, yalnızca biz nasıl bir bakış açısıyla baktığımız. Kabakların dışındaki her şey gibi, kendi hayatımızda da her şeyin bir şekilde geçebileceğine inanmak, her zaman umut vermiyor mu? O “acımış” tarafları atıp, geriye kalan her şeyi en iyi şekilde kullanmak… Belki de bazen hayat, bizden sadece “yeniden başlamayı” bekliyor.

Sonunda kabakları pişirmeye başladım. Hafifçe zeytinyağı ile soteleyip, baharatları serpiştirirken, o kadar huzurlu bir hisse kapıldım ki. Biraz fazla taze olmamış, biraz fazla yumuşamış olabilirlerdi ama bu onları yenmeyecek kadar kötü yapmazdı. Üzerine eklediğim baharatlar, biraz da sevgi, tüm o “acımış” kabakları yeniden canlandırmıştı. Bu düşüncelerle, tabağımı hazırladım. Bir tabak, kabaklarım ve yüzümde bir gülümseme.

Sonuç: “Acımış Kabak Yenir Mi?”

Belki de sorunun cevabı ne “yenir” ne de “yenmez”. Hayatın bazen çürüdüğü, bazen yenilemeyecek kadar bozulduğu düşüncesiyle yüzleştiğimizde, genellikle asıl soruyu yanlış sorarız. Bazen hayat, kendini yıkmak yerine kabul edebilmekle daha güzel hale gelir. Kabakları yedim, çünkü sonunda onlara bakış açımı değiştirdim. O acımışlık sadece geçici bir durumdu. Ve kabaklar, o kadar lezzetli oldu ki, her şeyin tekrar güzel olabileceğini düşündüm.

Bazen acımış kabakların, aslında yeni bir lezzet yaratmak için mükemmel bir fırsat sunduğunu fark ettim. Tıpkı hayatın, bazen her şeyin ters gitmiş gibi görünmesine rağmen, yeniden güzel olabilmesi gibi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort
Sitemap
grand opera bet güncel girişbets10